Ama bazıları da vardır ki, demiş; cins kafalardır, takım tutmazlar.
Bazıları vardır, taraf da tutmazlar. Onun gibi. Bazıları vardır "aşık" da olmazlar tırnak içinde. Onların aşkı bir vücudu arzu nesnesi hâline getirmekten ve elde edince sönmekten başka türlü olmalıdır. Sanırım, sönecekse yanmaz. Önceden bilmekten. Kafaları karışmaz mı? "Mükemmellik aynı zamanda bırakmaktır" söyleminden? Bazıları, kafalarıyla hareket etmez. Gönülleriyle eder.
Onların gönlü de, gözü de kendilerinden geçmiştir. Gözünü gönlünü kendinden öteye çeviren, kendine doğmaz da ne olur?
Bakan gözlere görmek mümkündür ki, kutsal kitaplarda ya da en kötü kâbuslarımızda anlatılan o günler gelmiştir. Şu anda yaşanmaktadır. Renê Guenon'un gözleri bunu görmüştü. Ve yine görmek mümkündür ki, hayatın en küçük bir köşesinde kutsal kitaplardaki "cennetlerden" ya da en tatlı düşlerimizden bir parça bulunabilir.
(not: Yazım, Selman Bayer'in 2.1.2011 tarihli yazısından alıntı ve çağrışımlarla yazılmıştır.)