6 Temmuz 2014 Pazar

Gerçeğin bir üstü: Canetti ve Kulakmisafiri üzerine bir eleştiri



Bu yazı daha önce blog.babil.com'da yayınlandı





 İlk romanı Körleşme ile tanınan Bulgaristan doğumlu Avusturyalı romancı, oyun ve deneme yazarı Elias Canetti; yazdığı ilk yıllardan itibaren “kitle” konusu üzerinde yoğunlaşmıştır. 1935’te yayınlanan Körleşme’de bir bilim adamının kitaplardan oluşan, gerçeklerden kopuk dünyasını delip geçen bir kadını işlemektedir. Bunu yaparken aslında Avrupa kültürünün yıkılışını anlatan Canetti; gözlemlerini o kadar hassas bir dönemde yapmıştır ki, üzerinde durduğu konulara tesadüf denilemez. Bunun sebebi ise çocukluğuna rastlayan 1911 yılında İngiltere’ye göç etmeleriyle Canetti ve ailesinin savaşa tanıklık etmiş olmasıdır.

 Onu bir toplumbilimci sanan kişilerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Özellikle Kitle ve İktidar adlı eserinde kitle kavramından daha çok onun simgeledikleriyle ilgilenmesi ve dahası, Kate O’brian’ın Canetti’yi James Joyce ile karşılaştırması bu kanıyı yaygın hâle getiren etmenlerden olabilir. Karşılaştırmanın sonucunda O’brien, Canetti’nin Joyce’dan daha karanlık ve mantık dolu olduğu sonucuna varmıştır. Kitle ve İktidar'dan önce yazdığı Düğün ve Kendini Beğenmişlik Komedyası oyunları, anlaşıldığı üzere Canetti’ye Kitle ve İktidar'ı yazacak bilgi gücünü sağlamıştır. Kırk yıla yakın çalışma süresinin ürünü olan bu kitapta Canetti faşizmin temelindeki en önemli iki olguyu başlığa 
koymuş ve bunları antropolojiye dayandırarak incelemiştir. 

 Kitle konusu ne kadar tesadüfse, Canetti’nin elli birbirinden ilginç karakteri yarattığı bir kitabı yazması da o kadar tesadüftür: Canetti karakter yaratmadaki ustalığıyla bilinmektedir. Bu da bizi okuduğunuz yazının kıyısına getiriyor. Körleşme’de yeryüzünde yaşayan herkesi simgeleyen dört, hatta beş karakter yaratan Canetti; Payel Yayınları’ndan çıkan Kulakmisafiri Elli Karakter’de, karakter yaratmak isteyenlere gerçek bir ilham kaynağı olurken; okuyucuya da bir ince eleştiri ve muziplik deneyimi yaşatmaktadır. Kitaptaki elli birbirinden garip karakterin kişiliklerinde etkileyici olan, kendilerine özgü “deli mantığı” ve toplumun geleneklerine getirdiği keskin uçlu eleştirilerdir. Bu eleştirilerin keskin ucunu Canetti, gerçeği alıp gerçekdışıymış gibi göstererek yapmaktadır. Göze batmaması için de bunu yaparken bir detaylar silsilesi ile okura, okuduğu sahneyi adeta göstermekte, yeni gözlerde yeni biçimler alacak yeni dünyaları yaratmaktadır.

 Kulakmisafiri Elli Karakter’i okuyacak olanlar zaman zaman sınır tanımaz bir sınırlılığın, zaman zaman cinselliğin, tüm insan ilişkilerinin, bazen sapkınlığın izlerini yaratılan karakterlerde bulabilecektir. Her biri kısa birer öykü –ancak sonları olmayan sabitfikirlilerin hayatları gibi sarmal birer öykü- olan bu karakter anlatımları kitapta gülmece biçiminde sergilenmektedir. 

 Daha önce oyunlarında sadece parasal düşüncelerin egemen olduğu bir küçük burjuva ortamını “sert bir gülmece” ile eleştirmiş olan Canettinin Kulakmisafiri Elli Karakter’de yine bunu yaptığını belirtmem gerekir. Kanımca aynı durum bu kez farklı kılıflar içerisinde sunulmuştur çünkü, Kulakmisafiri Elli Karakter’in dünyası gerçeğin başka bir tarafında, belki “bir üstünde” bir dünya yerine geçmektedir. Burada, ya gerçeğin bir parçası olup kitle çılgınlığı içerisinde kendinize bir yer bulacaksınızdır; ya da Canetti’nin elli karakteri gibi kendi dünyanıza çekilip garip ritüellerin “esiri” olacaksınızdır.

 “Kafadaki dünyanın” adamı Elias Canetti’nin bu eserini yayınlayan Payel Yayınları, okuyucuya sunduğu bu gerçekten pek farklı deneyim ile –diğer kitaplarını da inceleyince gördüğüm kadarıyla- çizgisini kanıtlamaktadır.

 Dönüşüm, kitle, insanların nasıl olup da böyle birer “toplum çöküntüsü” yaratabildikleri veya güç kavramının getirdiği sorunlar... Tüm bunların üzerine düşünmek ve kendi kendimizi biraz daha iyi anlamak için sizleri Canetti’nin bir üst dünyasına davet ediyorum. Biraz daha bağımsız olabilmek sanıyorum bağımlıları ve bağımlılıkları anlamakla mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder