Gökdemir
İhsan’ın söyleyişiyle roman ve öykü boksa benzer: Roman sayıya oynar, öykü
nakavt etmek zorundadır. İhsan, kendi labirentini kurup çıkmaya çalışanların
akımı Oulipo’ya bağlı olarak yazdığı Kurmaca Alıştırmaları’nda ikinci kez
okuruyla buluşalı dört yıl oldu. Kurmaca Alıştırmaları, Oulipo’nun en “şakacı
yüzlerinden” Raymond Quenau’nun Biçem Alıştırmaları kitabında “biçemsel bir
değişiklik” yaparak, ekseni üslûptan kurmacaya çevirmektedir.
Bir öykü
düşünün ki aynı şeyi anlatsın, bunu da 99 farklı biçimde yapabilsin. Raymond
Quenau bunu 1947 yılında yapmış ve değinmek istediklerini sözcüklerdeki
oynamalarla yepyeni bir biçimde okurlarına aktarmıştı. Şimdi aynı düşüncenin devamını
getirmekte ise sıra; 63 yıl sonra aynı noktanın yaklaşık 3500 kilometre
uzağında bir yazar, Quenau’yu selâmlayarak bu 99 kez evrilip çevrilen hikâyeyi
33 kere kurgulamaktadır.
Kurgularda
İhsan’ın seçtiği karakterler ile üslûpların birbirine zıtlığı ve okurun
dikkatini bu yöne özellikle çektiği göze
çarpmaktadır. “Dengeleyicilik” olarak adlandırılan bu etmeni Gökdemir İhsan
kitabında özenle kullanmıştır. Ayrıca, olayların gidişatı okuru bir anda ters
yüz edip şaşırtacaktır ki, bu da diyaloglardaki başarılı işleyişten
kaynaklanmaktadır.
Gökdemir İhsan’ın Okuru Gökdemir
İhsan’dan Zekî mi?
Gökdemir
İhsan’a göre, evet. Kitaba yapılan olumsuz eleştirilerin birçoğu, Gökdemir
İhsan’ın –Azmodern Kahraman’ca- alçakgönüllü entellektüelitesine(!) yönelik
olduğu dikkat çekicidir. Olumsuz eleştirilerin sahiplerine göre İhsan, okuru
gönderme yaptığı kitaplarla “ezmekte” ve aslında okuru “bir üst düzeye” davet
etmektedir. Bu eleştirilerin anlaşılabilirliğini bir noktaya kadar vardırabiliyorum;
yine de, Gökdemir İhsan’ın bir önceki cümlede yer alan “entelektüel” kelimesine
kat’iyetle karşı çıkabileceğini varsayarak yazıyorum. Bu nedenle, kitabı
“burnubüyük” bulanlara birkaç olasılık sunmak durumunda kalacağım: Önyargı,
peşin hüküm ve önsezi. Gökdemir İhsan bizi düşünmeye davet eder; nitekim
entelektüel tanımının içinde bulunan[1]
“özel eğitim” kavramıyla değil, bozulmamış olanı arkasında taşıyarak yoluna
çıkanları bünyesine katmakla o yolda ilerleneceğini birçok fırsatta bizzat
belirtmiştir. “Daima okurun sizden zekî olduğunu düşünmelisiniz” sözünü de,
yalnızca diyalogları doğallaştırmak ve öyküyü akıcı hâle getirmek için
söylememiştir: Bu, aynı zamanda öğrencileri için kaybetmemeleri gereken bir
ilkedir.
Kendisiyle Hasbıhalda Bir Yazar…
Kitabın önsözünde (aynı zamanda Raymond
Quenau’nun Biçem Alıştırmaları’nı da Türkçe’ye çeviren) Armağan Ekici’nin de
yazdığı gibi, “kendi kendine ve kimi zaman tüm dünyaya nanik yapan” bir kitapla
karşı karşıya kalacak Kurmaca Alıştırmaları okuruna tavsiyem; “anlatı nedir”
başlığı altında birer kuple masal, mit, senaryo ve Hollywood’dan oluşan çalışma
yapmasıdır. Konu hakkında merak edilenler için Vladimir Propp’un Masalın
Biçimbilimi ve Christopher Vogler’in Yazarın Yolculuğu kitapları incelenebilir.
Yazmakla ilgilenen okurlar, Gökdemir İhsan’ın yolundan gitmek isterlerse
karakterleri oluşturup derinleştirmeyi çalışmak için; karakter havuzu
oluşturabilir, Elias Canetti tarzında (bkz. Kulakmisafiri Elli Karakter) hayat
hikâyesi şeklinde taslak hazırlayabilirler. Film izleyerek karakter ve diyalog
çalışmak da Kurmaca Alıştırmaları’nı okumayı tam bir maceraya dönüştürecektir.
[1] Türkçe
Sözlük, Dil Derneği, Ekim 2012, Entelektüel:
Bilim, teknik ve kültürün çeşitli dallarında özel öğrenim görmüş (kimse),
aydın, münevver.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder